×

Yasin sûresini okuduktan sonra duâ etmek için toplanmanın hükmü (Türkçe)

Hazırlayan: Abdulaziz b. Abdullah b. Baz

Description

Değerli âlim Abdulaziz b. Baz\’ın cevapladığı sorunun metni şöyledir: \”Bazı kimseler biraraya gelip Yasin sûresini okuduktan sonra da içlerinden birisi duâ etmekte, diğerleri ise ellerini kaldırıp onun duâsına âmin demektedirler. Bu kıraat, bir veya birçak defa belirli bir sayı ile sınırlı olmaktadır. Buna göre Kur\’an veya sünnette bu teyid eden bir şey gelmiş midir?\”.

Download Book

    Yasin sûresini okuduktan sonra duâ etmek için toplanmanın hükmü

    ] Türkçe – Turkish – تركي [

    Abdulaziz b. Baz

    Terceme : Muhammed Şahin

    Tetkik : Ali Rıza Şahin

    2012 - 1433

    ﴿ الاجتماع على قراءة يس عدة مرات ثم الدعاء ﴾

    « باللغة التركية »

    عبد العزيز بن عبد الله بن باز

    ترجمة: محمد مسلم شاهين

    مراجعة: علي رضا شاهين

    2012 - 1433

    Soru:

    Bazı kimseler biraraya gelip Yasin sûresini okuduktan sonra da içlerinden birisi duâ etmekte, diğerleri ise ellerini kaldırıp onun duâsına âmin demektedirler. Bu kıraat, bir veya birçak defa belirli bir sayı ile sınırlı olmaktadır.

    Buna göre Kur'an veya sünnette bu teyid eden bir şey gelmiş midir?

    Cevap:

    Hamd, yalnızca Allah'adır.

    Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- ashâbı ile biraraya gelir ve meclislerinde Kur'an okurdu. Ashâbına hatırlatır, onlara öğretir ve onları hayra yönlendirirdi.Kimi zaman Kur'an okurken secde âyetine uğradığında secde eder, ashâbı da O'nunla birlikte secde ederlerdi.Kimi zaman da onlardan dinlemek için ashâbına Kur'an okumasını emrederdi. Nitekim Buhârî ve Müslim'in sahihlerinde sâbit olan Abdullah b. Mes'ud'dan -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunan hadiste o şöyle demiştir:

    ((قَالَ لِي النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : اِقْرَأْ عليَّ القُرْآنَ. قُلْتُ: يَا رَسُولَ اللهِ! أَقْرأُ عَلَيْكَ وَعَلَيْكَ أُنْزِلَ؟ قَالَ: إِنِّي أُحِبُّ أَنْ أسْمَعَهُ مِنْ غَيْرِي. فَقَرَأْتُ عَلَيْهِ سورةَ النِّسَاءِ حَتَّى جِئْتُ إِلى هذِهِ الآية: (فَكَيْفَ إِذَا جِئْنَا مِنْ كُلِّ أُمَّةٍ بِشَهيدٍ وَجِئْنَا بِكَ عَلَى هؤُلاءِ شَهيداً) [ النساء : 41 ] قَالَ : حَسْبُكَ. فَالَتَفَتُّ إِلَيْهِ فَإِذَا عَيْنَاهُ تَذْرِفَان)) [ متفق عليه ]

    "Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bana:

    -Bana Kur’an oku! buyurdu.

    Ben:

    - Ey Allah’ın Rasûlü! Kur’an sana indirilmişken ben mi sana Kur’an okuyayım? dedim.

    Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:

    -Ben, Kur’an’ı başkasından dinlemekten pek hoşlanırım, buyurdu.

    Bunun üzerine ben kendisine Nisâ sûresini okumaya başladım. “Her ümmetten bir şâhit getirip seni de bütün bunlara şâhit tuttuğumuz zaman onların durumu nice olur?”[1]

    âyetine geldiğimde:

    - Şimdilik yeter! buyurdu.

    Bir de baktım ki Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in iki gözünden yaşlar akıyordu (yani Kıyâmet günü o dehşetli mevkiyi hatırlayınca ağlamaya başladı)."[2]

    Eğer müslüman kardeşleriniz bir mecliste veya herhangi bir mekan biraraya gelir de Kur'an'dan kolaylarına gelen sûreyi okuyup anlamını düşünmeye, akıl etmeye ve hatırlamaya çalışırlarsa, bu büyük bir hayırdır ve bunda büyük fazîlet vardır. Kur'anı işiten kimsenin,okunan Kur'an'dan istifâde etmesi ve anlamını düşünmesi için sessizce dinlemesi müstehaptır. Kur'an okuduktan sonra diledikleri şekilde duâ ederlerse, bunda herhangi bir sakınca yoktur.

    Yasin sûresini veya başka belirli bir sûreyi tekrar tekrar okumak sûretiyle alışkanlık hâline getirmeleri, bunun dînde bir delilinin olduğunu bilmiyoruz. Fakat Yasin veya Bakara sûresinden veyahut da başka bir sûreden kolayına gelen yeri okuyabilirler veya başından sonuna kadar Kur'an'ı okuyup anlamaya çalışabilirler.

    Örneğin hepsinin istifâde edebilmesi ve anlamını düşünebilmesi için içlerinden birisi okur, sonra diğeri okur veya birisi okuduktan sonra diğeri aynı sûreyi tekrar edebilir.

    Kur'an sûrelerinden kimisini okumayı belirli bir sayı ile tahsis etmeye gelince, bunun dînde bir delilinin olduğunu bilmiyoruz.

    Aynı şekilde (Kur'an okuduktan sonra duâ için) elleri kaldırmak hakkında Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in devrinde O'nun sahâbe -Allah onlardan râzı olsun- ile toplantılarında böyle bir şey yaptığını bilmiyoruz. Evlâ olan; kolayına gelecek şekilde elleri kaldırmadan ve toplu halde olmaksızın duâ etmektir. Hatta herkes kendi kendine duâ etmelidir.İşte sünnetten olduğunu bildiğimiz şey, budur. Fakat bir mecliste oturan herkesin Kur'an'ın anlamını düşünmesi ve akıl etmesi ve mecliste bulunmaktan kasıt, sadece Kur'an okumak olmaması gerekir.

    Bu arada mü'minin okuduğu, işittiği ve anlamını düşündüğü âyetlere gereken önemi vermesi gerekir. Çünkü Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ﴿كِتَٰبٌ أَنزَلۡنَٰهُ إِلَيۡكَ مُبَٰرَكٞ لِّيَدَّبَّرُوٓاْ ءَايَٰتِهِۦ وَلِيَتَذَكَّرَ أُوْلُواْ ٱلۡأَلۡبَٰبِ ٢٩﴾ [ص الآية: 29]

    "(Ey Rasûl!) Biz sana feyizli ve bereketli bir kitap indirdik ki insanlar onun âyetlerini iyice düşünsünler ve akıl sahipleri (Allah'ın kendilerini sorumlu tuttuğu şeyleri) hatırlasınlar."[3]

    Kur'an okumaktan kasıt;anlamını iyice düşünmek, akıl etmek,gereğiyle amel etmek ve ondan faydalan-maktır.

    Allah Teâlâ'dan muvaffakiyet ve hidâyet dileriz."[4]

    [1] Nisâ Sûresi: 41

    [2] Buhârî ve Müslim

    [3] Sâd Sûresi: 29

    [4] Abdulaziz b. Baz; "Nûru'n ale'd-Derb Fetvâları"; c: 1, s: 66-67

    معلومات المادة باللغة العربية