×

Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’in akîde ve diğer dîni konulardaki esasları (Türkçe)

Hazırlayan: Muhammed b. Salih el-Useymin

Description

Değerli âlim Muhammed b. Salih el-Useymîn\’in cevapladığı sorunun metni şöyledir: Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’in akîde ve diğer dîni konulardaki esasları nelerdir?

Download Book

    Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’in akîde ve diğer dîni konulardaki esasları

    ] Türkçe – Turkish – تركي [

    Muhammed b. Salih el-Useymîn

    Terceme : Muhammed Şahin

    Tetkik : Ali Rıza Şahin

    2012 - 1434

    أصول أهل السنة والجماعة في العقيدة

    « باللغة التركية »

    محمد بن صالح العثيمين

    ترجمة: محمد مسلم شاهين

    مراجعة: علي رضا شاهين

    2012 - 1434

    Soru:

    Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’in akîde ve diğer dîni konulardaki esasları nelerdir?

    Cevap:

    Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’in akîde ve diğer dînî konulardaki esasları;Allah’ın Kitâbı Kur'an-ı Kerim'e, elçisi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Sünneti’ne ve râşid halifelerin izlediği yola sımsıkı sarılmaktır.

    Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ﴿ قُلۡ إِن كُنتُمۡ تُحِبُّونَ ٱللَّهَ فَٱتَّبِعُونِي يُحۡبِبۡكُمُ ٱللَّهُ وَيَغۡفِرۡ لَكُمۡ ذُنُوبَكُمۡۚ وَٱللَّهُ غَفُورٞ رَّحِيمٞ ٣١ ﴾

    [ سورة آل عمران الآية: ٣١ ]

    "(Ey Nebi!) De ki: Allah'ı gerçekten seviyorsanız, bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah, (mü'min kullarının günahlarını) çok bağışlayan ve (onlara) çok merhametli olandır."[1]

    Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

    ﴿مَّن يُطِعِ ٱلرَّسُولَ فَقَدۡ أَطَاعَ ٱللَّهَۖ وَمَن تَوَلَّىٰ فَمَآ أَرۡسَلۡنَٰكَ عَلَيۡهِمۡ حَفِيظٗا ٨﴾[سورة النساء الآية : ٨٠ ]

    "Kim, (dâvetine uyarak ve sünnetine göre yaşayarak) Rasûle itaat ederse, Allah'a itaat etmiş (gibi) olur. Kim de (Allah'a ve Rasûlüne itaat etmekten) yüz çevirirse, (ey Muhammed!) Biz seni onların üzerine bir gözetleyici olarak göndermedik."[2]

    Allah Teâlâ yine şöyle buyurmuştur:

    ﴿ ... وَمَآ ءَاتَىٰكُمُ ٱلرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَىٰكُمۡ عَنۡهُ فَٱنتَهُواْۚ ...﴾ [ سورة الحشر من الآية: ٧ ]

    "Rasûl size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının."[3]

    Bu âyet, ganimetlerin paylaştırılması hakkında da olsa, diğer şer‘î konularda olması,daha önceliklidir.Çünkü Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Cuma günü insanlara hitap ederken şöyle buyuruyordu:

    (( أَمَّا بَعْدُ: فَإِنَّ خَيْرَ الْحَدِيثِ كِتَابُ اللهِ، وَخَيْرَ الْهَدْيِ هَدْيُ مُحَمَّدٍ H، وَشَرَّ الْأُمُورِ مُحْدَثَاتُهَا، وَكُلَّ مُحْدَثَةٍ بِدْعَةٌ، وَكُلَّ بِدْعَةٍ ضَلَالَةٌ، وَكُلَّ ضَلَالَةٍ فِي النَّارِ.)) [ رواه مسلم ]

    "Şüphesiz sözlerin en hayırlısı, Allah'ın kitabıdır. Yolların en güzeli, Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in yoludur. İşlerin en şerlisi, (dînde aslı olmayıp) sonradan çıkarılan yeniliklerdir (dîndeki bid'atlardır). (Dînde) sonradan çıkarılan her yenilik, bid'attir. Her bid'at, dalâlettir (sapıklıktır). Her dalâlet (in sahibi) de, ateştedir."[4]

    Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- yine şöyle buyurmuştur:

    (( عَلَيْكُمْ بِسُنَّتِي وَسُنَّةِ الْخُلَفَاءِ الْمَهْدِيِّينَ الرَّاشِدِينَ، تَمَسَّكُوا بِهَا وَعَضُّوا عَلَيْهَا بِالنَّوَاجِذِ، وَإِيَّاكُمْ وَمُحْدَثَاتِ الْأُمُورِ، فَإِنَّ كُلَّ مُحْدَثَةٍ بِدْعَةٌ، وَكُلَّ بِدْعَةٍ ضَلَالَةٌ.)) [ رواه أبو داود ]

    "Benim sünnetime ve benden sonraki doğru yolu bulmuş râşid halîfelerimin sünnetine sımsıkı sarılın.Bu sünnetlere adeta azı dişlerinizle ısırırcasına sımsıkı tutunun.(Dînde aslı olmayıp) sonradan çıkarılan yenilik-lerden sakının. Çünkü (dînde) sonradan çıkarılan her yenilik, bid'attir. Her bid'at, dalâlettir (sapıklıktır).Her dalâlet (in sahibi) de, ateştedir."[5]

    Bu konuda daha pek çok nas vardır. Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’in yolu ve yöntemi, Allah’ın Kitabı’na, elçisi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Sünneti’ne ve ondan sonraki râşid halifelerin izlediği yola sımsıkı sarılmaktır. İşte bundan dolayı, onlar dîni ayakta tutar ve Allah Teâlâ'nın şu emrini, yerine getirerek dînde ayrılığa düşmezler:

    ﴿ ۞شَرَعَ لَكُم مِّنَ ٱلدِّينِ مَا وَصَّىٰ بِهِۦ نُوحٗا وَٱلَّذِيٓ أَوۡحَيۡنَآ إِلَيۡكَ وَمَا وَصَّيۡنَا بِهِۦٓ إِبۡرَٰهِيمَ وَمُوسَىٰ وَعِيسَىٰٓۖ أَنۡ أَقِيمُواْ ٱلدِّينَ وَلَا تَتَفَرَّقُواْ فِيهِۚ ... ﴾[ سورة الشورى من الآية: ١٣ ]

    "(Ey insanlar! Allah’ı birlemek ve O’na itaat etmek sûretiyle) ‘Dîni ayakta tutun ve ayrılığa düşmeyin’ diye Nûh’a (tebliğ etmesini) tavsiye ettiğini, sana vahyettiği-mizi, İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya tavsiye ettiğimizi, Allah size dîn kıldı."[6]

    Onların arasında, her ne kadar câiz ictihattan kaynaklanan ihtilâflar meydana gelmiş olsa da bu ihtilâf, onların kalplerinin ayrılmasına yol açmaz.Aksine onların ictihattan kaynaklanan ihtilâfları olsa bile birbirleriyle dost olduklarını ve birbirlerini sevdiklerini görürsünüz.

    & & & & & &

    [1] Âl-i İmrân Sûresi: 31

    [2] Nisâ Sûresi: 80

    [3] Haşr Sûresi: 7

    [4] Müslim, Kitâbu’l-Cumua, Bâbu Tahfîfi’s-Salâti ve’l-Hutbe (867) (43).

    [5] Ebû Dâvûd, Kitâbu’s-Sünne, Bâbu Fî Luzûmi’s-Sünne, hadis no: 4607

    [6] Şûrâ Sûresi:13

    معلومات المادة باللغة العربية